https://www.youtube.com/watch?v=p1M3...&start_radio=1
Druckbare Version
In Memoriam Hanns Stein / Hanuš Jiří SteinEin bemerkenswerter Mensch, der fast ein Jahrhundert lang erlebt (und erlitten hat), war Sänger und Professor für Gesang,
(17. Nov. 1926 - 26. Juli 2024)
https://youtu.be/2VnwEEMu67g
https://www.youtube.com/watch?v=RL4f9zyP2Xc
https://www.youtube.com/watch?v=ZtXbIPeTj-c
In Prag 1926 geboren,
1938 (mit seinen Eltern) vor den deutschen und 1968 vor den sowjetischen Panzern nach Chile geflohen
1966 nach Prag zurückgekehrt (Stipendium für das dortige Konservatorium)
1968 wieder nach Chile.
1973 nochmals vor Panzern geflohen - aus Chile in die DDR.
am 26. Juli 2024 in Santiago de Chile gestorben.
In der Zeit des Exils in der DDR war er Professor an der Musikhochschule 'Hanns Eisler'
Doch auch n der DDR hat er seinen Glauben an die Kommunisten und "seine" Partei verloren.
In Chile hat er (erst nach dem Ende von Pinochets Diktatur) wieder an der Universidad de Chile in Santiago gelehrt -<
und hat sich auch um das Werk "moderner" lateinamerikanischer Komponisten gekümmert.
Peter Gabriel - Red Rain
https://www.youtube.com/watch?v=jPQ8S0rVjs0
Athina - Eleni
https://www.youtube.com/watch?v=66mzGK-XvZI
İnsan
eşref-i mahlûkattır derdi babam
bu sözün sözler içinde bir yeri vardı
ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman
bu söz asıl anlamını kavradı
geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından
geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı
kararmış rakamların yarıklarından sızarak
bu söz yüreğime kadar alçaldı
damar kesildi, kandır akacak
ama kan kesilince damardan sıcak
sımsıcak kelimeler boşandı
aşk için karnıma ve göğsüme
ölüm için yüreğime sürdüğüm eczâ uçtu birden
aşk ve ölüm bana yeniden
su ve ateş ve toprak
yeniden yorumlandı.
Dilce susup
bedence konuşulan bir çağda
biliyorum kolay anlaşılmayacak
kanatları kara fücur çiçekleri açmış olan dünyanın
yanık yağda boğulan yapıların arasında
delirmek hakkını elde bulundurmak
rahma çağdaş terimlerle yanaşmak için
bana deha değil
belgeler gerekli
kanıtlar, ifadeler, resmi mühür ve imza
gençken
peşpeşe kaç gece yıllarca
acıyan, yumuşak yerlerime yaslanıp uçardım
bilmezdim neden bazı saatler
alaturka vakitlere ayarlı
neden karpuz sergilerinde lüküs yanar
yazgı desem
kötü bir şey dokunmuş olurdu sanki dudaklarıma
Tokat
aklıma bile gelmezdi
babam onbeşli olmasa.
Meyan kökü kazarmış babam kırlarda
ben o yaşta koltuğumda kitaplar
işaret parmağımda zincir, cebimde sedef çakı
cebimde kırlangıçlar çılgınlık sayfaları
kafamda yasak düşünceler, Gide mesela.
Kar yağarken kirlenen bir şeydi benim yüzüm
her sevinç nöbetinde kusmak sunuldu bana
gecenin anlamı tıkansın diye ıslık çalar
resimli bir kitaptan çalardım hayatımı
oysa hergün
merkep kiralayıp da kazılan kökleri
Forbes firmasına satan babamdı.
Budur
işte bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku
işte şehirleri bayındır gösteren yalan
işte mevsimlerin değiştiği yerde buharlaşan
kelepçeler, sürgünler, gençlik acılarıyla
güç bela kurduğum cümle işte bu;
ten kaygusu yüklü ağır bir haç taşımaktan
tenimin olanca ağırlığı yok oldu.
Solgun evler, ölü bir dağ, iyice solmuş dudak
bile bir bir çınlayan
ihtilal haberidir
ve gecenin gümüş ipliklerden işlenmiş oluşu
nisan ayları gelince vücudu hafifletir
şahlanan grevler içinde kahkahalarım küstah
bakışlarım beyaz bulutlara karşı obur
marşlara ayarlanmak hevesindeki sesim
gider şehre ve şaraba yaltaklanarak
biraz ağlayabilmek için
fotoğraflar çektirir
babam
seferberlikte mekkâredir.
İnsanın
gölgesiyle tanımlandığı bir çağda
marşlara düşer belki birkaç şey açıklamak
belki ruhların gölgesi
düşer de marşlara
mümkün olur babamı
varlık sancısıyla çağırmak:
Ezan sesi duyulmuyor
Haç dikilmiş minbere
Kâfir Yunan bayrak asmış
Camilere, her yere
Öyle ise gel kardeşim
Hep verelim elele
Patlatalım bombaları
Çanlar sussun her yerde
Çanlar sustu ve fakat
binlerce yılın yabancısı bir ses
değdi minarelere:Tanrı uludur Tanrı uludur
polistir babam
Cumhuriyetin bir kuludur
bense
anlamış değilim böyle maceralardan
ne Godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur
yalnız
coşkunluğu karşısında içlendiğim şadırvan
nüfus cüzdanımda tuhaf
ekmek damgası durur
benim işim bulutlar arşınlamak gün boyu
etin ıslak tadına doğru
yavaş yavaş uyanmak
çocuk kemiklerinden yelkenler yapıp
hırsız cenazelerine bine bine
temiz döşeklerin ürpertisinden çeşme
korkak dualarından cibinlikler kurarak
dokunduğum banknotlardan tiksinmeyi itiraz
nakışsız yaşamakları
silâhlanmak sanarak
çıkardım
boğaza tıkanan lokmanın hartasını
çıkınımda güneşler halka dağıtmak için
halkı suvarmak bin saçlarımda bin ırmak
ıhtırdım caddeleri meğer ki mezarlarmış
hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa
fly Pan-Am
drink Coca-Cola
Tutun ve yüzleştirin hayatları
biri kör batakların çırpınışında kutsal
biri serkeş ama oldukça da haklı.
Ölümler
ölümlere ulanmakta ustadır
hayatsa bir başka hayata karşı.
Orada
aşk ve çocuk
birbirine katışmaz
nasıl katışmıyorsa başaklara ağustos sıcağı
kendi tehlikesi peşinden gider insan
putların dahi damarından
aktığı güne kadar
sürdürür yorucu kovalamacayı.
Hanidir görklü dünya dünyalar içre doğan?
Nerde, hangi yöremizde zihnin
tunç surlardan berkitilmiş ülkesi
ağzı bayat suyla çalkanmış çocuğa rahim olan
parti broşürleri yoksa kafiyeler mi?
Hangi cisimdir açıkça bilmek isterim
takvim yapraklarının arasını dolduran
nedir o katı şey
ki gücü
gönlün dağdağasını durultacak?
Hayat
dört şeyle kaimdir, derdi babam
su ve ateş ve toprak.
Ve rüzgâr.
ona kendimi sonradan ben ekledim
pişirilmiş çamurun zifiri korkusunu
ham yüreğin pütürlerini geçtim
gövdemi alemlere zerkederek
varoldum kayrasıyla Varedenin
eşref-i mahlûkat
nedir bildim
https://youtu.be/wiW2xwh57oA
Dem Wetter entsprechend:
https://youtu.be/KzEOvyDcVas?feature=shared
Rainbow - Rainbow Eyes
https://www.youtube.com/watch?v=kHucLMc8F28
Runrig - Rocket To The Moon
https://www.youtube.com/watch?v=qnBMOwtsdCA&list=RDqnBMOwtsdCA&sta rt_radio =1
The Dandy Warhols - Not If You Were The Last Junkie On Earth
https://www.youtube.com/watch?v=APrpB-i4d_E&list=RDAPrpB-i4d_E&start_radio=1
The Chieftains - My Lagan Love
https://www.youtube.com/watch?v=djgmNiVfGNY&list=RDdjgmNiVfGNY&sta rt_radio =1
Traffic - Dear Mr. Fantasy
https://www.youtube.com/watch?v=pSQ1akE2CcM
Italienische Woche mit Fabrizio De André
Fabrizio De André - Best Of
https://www.youtube.com/playlist?lis...UtYmzBPeiK2rtP
https://youtu.be/KoYw0LHEWLM
[QUOTE]
La guerra di Piero Lyrics Übersetzung
PIEROS KRIEG
Ruhe begraben in einem Kornfeld,
Es ist nicht die Rose, es ist nicht die Tulpe,
Die über dich wacht im Schatten der Gräben,
Aber tausend rote Mohnblumen.
"Entlang der Ufer meines Stroms
Sollen silbrige Hechte schwimmen,
Keine Soldatenleichen mehr,
Vorübergetragen im Arm der Strömung."
So sprachst du, und es war Winter,
Und, wie die anderen, gehst du dahin in die Hölle,
Traurig wie jemand, der es tun muss;
Und der Wind spuckt dir Schnee ins Gesicht.
Bleib stehen, Piero, bleib jetzt stehen,
Lass dir vom Wind einen Rat geben:
Er trägt die Stimme der in der Schlacht Gefallenen zu dir.
Wer das Leben gab, bekam dafür ein Verdienstkreuz.
Aber du hörtest es nicht, und die Zeit verging
Mit den Jahreszeiten im Java-Schritt,
Und es geschah, dass du die Grenze übertratest
An einem schönen Frühlingstag.
Und während du frohgemut marschiertest,
Sahst du einen Mann am Ende des Tals,
Der genauso gesinnt war wie du,
Aber mit einer Uniform in anderer Farbe.
Schieß, Piero, schieße jetzt,
Und nach einem Schuss schieß noch einmal,
Solange du nicht siehst, dass er, ausgeblutet,
Zu Boden fällt und sein Blut bedeckt.
Und wenn du ihm in die Stirn oder ins Herz schießt,
Wird er nur noch Zeit haben um zu sterben,
Aber ich werde Zeit haben, um zu sehen,
Um die Augen eines Mannes zu sehen, der stirbt.
Und, während du ihm diese Sorge widmest,
Dreht er sich um, sieht dich und hat Angst,
Und mit dem Gewehr im Anschlag
Vergilt er dir die Güte nicht.
Du fielst auf den Boden ohne Klage,
Und dir wurde bewusst in einem einzigen Augenblick,
Dass die Zeit nicht ausreichen würde,
Um für jede deiner Sünden um Vergebung zu bitten.
Du fielst auf den Boden ohne Klage,
Und dir wurde bewusst in einem einzigen Augenblick,
Dass dein Leben an diesem Tag enden würde,
Und dass es keine Rückkehr geben würde.
"Meine Ninetta, im Mai zu sterben,
Das verlangt so viel, zu viel Mut.
Meine schöne Ninetta, geradewegs in die Hölle
Wäre ich lieber im Winter gegangen."
Und während das Korn dir zuhörte,
Umklammerten deine Hände das Gewehr,
Umschloss dein Mund Worte,
Zu kalt, um in der Sonne zu schmelzen.
Ruhe begraben in einem Kornfeld,
Es ist nicht die Rose, es ist nicht die Tulpe,
Die über dich wacht im Schatten der Gräben,
Aber tausend rote Mohnblumen.
================================================== ===
"Mit den Jahreszeiten im Java-Schritt..." > Der "Java" ist ein Gesellschaftstanz zu Musik im 3/4-Takt, der in den 1920er-Jahren für kurze Zeit populär war.[QUOTE]